1553 tarihinden öncesinde hiçbir kayda rastlanılmayan ve Niğde’ye bağlı olan Göre Kasabası, 1727 yılında Nevşehir’e aktarılmıştır. Erciyes ve Hasan Dağı’nın patlamasıyla meydana gelen tüf ve yumuşak kayalar, oyularak ev ve ahırlar yapılmış. 1867 yılında tüccar Rumlar mallarını koruyabilmek amacıyla yüksek ve emniyetli barınaklar aramaktaydılar ve Göre Kasabası’na denk gelirler.
Türklerle birlikte, İstanbul’un ticaret zamanı harici, bu kasabada yaşamaya başlarlar. Tarlalarda Türklere yardım ederler. Diller Türkçe, dinler Hristiyan olan Rumlar, kurtuluş savaşı yıllarında iyi bir mücadele göstermişler. Yunan ordularının Ankara’ya yaklaştığı sırada yüzyıllardır beraber yaşadıkları Türklere karşı köylerde yaşayan Rumlardan Türklere saldırılar düzenlenmiş. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra, Yunanistan’la yapılan bir mübadelede (1924) Anadolu’daki Rumlar ile Yunanistan’daki Türklerin bir bölümü değiştirilmiş.
Göre kasabasında, geniş çay yatağına yapılmış, gittikçe çoğalan tek tük evler bizi karşılamaya başlıyor. Kasabanın Batı cenahı kahveci dağının uzantısı olan, aniden yükselen tepeler bir duvar görünümü verirken, Tepelerdeki bazalt kanyonlar kasabaya masalsı bir görünüm vermektedir. Kasabanın Doğu cenahını ise Uylu Dağı (1622 Metre) kapatmaktadır. Batı yönümdeki dik yapıya nazaran geniş ve uzak görünümlüdür. Tarıma elverişlidir. Kuzey ve Güney yönleri açıktır. Arazi Nevşehir istikametine yaklaştıkça yükselti azalmaktadır. Nevşehir'den, Göre-Kaymaklı ve Niğde'ye devam eden kara yolu her bakımdan mükemmel bir yapıya sahiptir. Bu yol Borus Çayı ile birkaç kez kesişse de devamlı Doğusuna paralel olarak devam etmektedir.
Göre Kasabası günümüzde dört Mahalleden oluşmakta. Kasapoğlu, H. İbrahim Ağa Mahallelerin in yanı sıra İvrişi mahallesi ve Afat Evleri Mahallesi. Tepelerdeki evler terk edilip, vadi tabanına veya yolun doğu cenahındaki Afat evlerine geçmişler. Evlerde; Kilerler, şirahaneler, ahırlar, odalar, düvenhaneler, hayatlar, Eyvanlar bulunmaktaydı. Evler sıkışık, yolları dardı. Evlerin yapısı yörede çok bulunan kepez taşlardandı. Damlar genelde topraktı. (Kil) Hezenler (Ağaç gövdeleri) dama serilir. Sızdırmazlık sağlanınca da kil toprakla damlar kapatılırdı. Bu aynı zamanda doğal ve mükemmel bir ısı yalıtımı demek. Öte yanden yine yörenin işlenebilir ve nispeten yumuşak taşlarından kemer yapılar da yaygın bir şekilde kullanılmış. Bu evlerin mamur olduğu günlerde tüm yöre genellikle kapalı ekonomik sistemle geçiniyormuş. Para pek bulunmasa da insanların emeğe dayalı refahı vardı. Hayat yavaş geçiyormuş. Yani bu insanlarımız hayatı doya doya yaşıyorlardı. Hava temiz, su temiz, manzara temiz, insan çok kıymetli, yaşam hırsı yok… Yok ama doyasıya yaşanmış güzel ve doğal hayatlar… Günümüzde insanlar o günleri özlemiş olacak ki "Yavaş şehir" Projeleri çıkartıp hayat kalitelerini yükseltmeye çalışıyorlar.
Etiketler: göre otelleri, göre balayı otelleri, göre butik otelleri, göre jakuzili otel, göre havuzlu otel, göre şömineli otel, göre doğa içinde otel, göre otel, göre butik otel fiyatları